FİBSAN’IN BAŞARI HİKAYESİ

Kartal’da ağırlıklı olarak mobilya kesici takımları üreten FİBSAN’ın 30 yıllık başarı hikayesini, sahibi Nevzat Uygun anlattı.

-FİBSAN’ın kuruluş öyküsünü anlatır mısınız?

Mesleğe 1976’da çırak olarak başladım, kalfalığa yükseldim ve ardından MAPA Cıvata Fabrikasında kalıpçı olarak 8 yıl çalıştım. 1990 yılında bir torna freze makinası alarak 50 metrekare dükkânda kendi atölyemi kurdum. O zaman da Körfez krizi vardı, ben bildim bileli 30 yıldır bu ülkede kriz var, fakat iş talebi de var.

-O günkü teknoloji ile bugünü karşılaştırır mısınız, nasıl bir değişim oldu?

O zaman manuel tezgahlar vardı, 1990’larda elmas bıçak üretilmiyordu. Bir süre sonra o dükkânda büyüme imkânı olmadığını gördüm. 1998’de yeni makineler aldık, bu binayı yaptık, ama burası da yetmedi. Ürettiğimiz ürünlerin bilemesini yapan Kartal testere firmasını aldık, ufkumuz açıldı, yeni müşterilere ulaştık büyüdük, 2005’e kadar bu süreç gelişti.

Avrupa’ya fuarlara gittik ve gördük ki dünya, CNC teknolojisine geçmiş, PCD, karbür ve takmatik üretmeye başladı. Teknolojiye yatırım yapmaya karar verdik. 2005’de 350 bin Avro’ya karbür bileme makinesi aldık, CNC torna ve işleme merkezi aldık. İşimizi büyüttük. Onların borcu bitince, PCD yapmak için 2009’da Fanuc tel erozyon aldık. Biraz zorlandık ama kurduk, çalıştık, Türkiye’de ilk tel erozyon kullanan firmalardan biriyiz. Sıfırdan buraya gelmiş bir firmayız, bizim için bu başarıdır. Hatta bugüne dek ayakta kalmak bile başarıdır bence,

YATIRIMLA AYAKTA KALDIK

Bugün makine parkurumuz gelişti, ömrümüz yatırımla geçti, pişman değilim, yatırım yapmasak ayakta kalamazdık. 3 bin metrekare kapalı alanı olan yeni fabrika binamız için arsa aldık, şimdi önümüzde böyle bir yatırım var.

Aslında iş fırsatları çok, fuara katıldık ve gördük ki, ziyaretçilerin yüzde 80’i yabancı. Türkiye’de teknoloji var ama komşu ülkelerde yok. Onlar Polonya, İtalya gibi ülkelerden hizmet alıyor; neden bizden almasınlar? Ama o ülkelerle rekabet edecek seviyeye ulaşmalıyız. Bunun için de modern tesis, altyapı ve teknoloji imkanlarımızı geliştirmeye yöneldik.

-Son dönemdeki ekonomik koşulları değerlendirebilir misiniz?

Belki kriz var, ama iş potansiyeli de var, mobilya, inşaat gibi sektörlere çok ilgi oldu, ama piyasalar oturacak, bir üretmeye devam edeceğiz. Bizim sektöre yatırım yapan az, öz sermaye ve öz insan gücü olursa işletmeler ayakta kalabiliyor. Firmalar bu sayede esnek olabilir, değilse batıp gidiyor. Bizim öz sermayemiz ve kendi iş gücü potansiyelimiz vardı ve başarılı olduk. Kendimiz çalışarak ayakta kaldık, her dönemde kriz politikamız oldu. Bunun yanında ticaret kanunları, çek kanunu, konkortado gibi düzenlemeler adil değil, bunların da düzelmesi gerekir.

FİBSAN’da çekirdek personel aile bireylerimiz, 3 oğlum ve bir yeğenim işin başında, ikisi mühendis, biri işletmeci, yeğenim de çekirdekten yetişme usta. Her biri işin bir branşını omuzladı, başarıda bunun payı çok.

-FİBSAN hangi ürünleri üretiyor?

Biz kesici takım denildiğinde akla ne gelirse üretimini yapıyoruz. Üretimimizin yüzde 80’lik kısmını mobilya sektörü ve ahşap kesici takımlar oluşturuyor. Geri kalanı metal, tekstil ve diğer sektörlere yönelik özel takımlardır.

Bizim farkımız kesici takım sektöründe butik çalışmak ve yapılmayan ürünleri üretmektir. Ürettiğimiz üründen 3-5 adet yaparız, stok mal üretmeyiz, talebe göre yaparız. Üretimimizi kopyalama esasına göre değil, kendi fikirlerimizle, yeni tasarımlarla geliştiririz.

Sektörün en önemli sancısı 5 eksen makine kullanıp aynı zamanda tasarım yapacak çalışan olmayışıdır. Temennimiz, bir kesici takım okulu açılarak sektörün kalifiye personel ihtiyacının karşılanmasıdır.

-Sarf malzeme tedarik süreciyle ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?

Sarf malzemesi olarak tel erozyon imalatlarımız için tel, filtre gibi malzemeler alıyoruz. Tedarikçi de bizim gibi kuvvetli olmalı, mal stoğunda bulunmalı, ürün kalitesi, kalitenin sürekliliği, zamanında tedarik edilmesi imalat süreci için kritik öneme sahip. Uzun yıllardır Erkan CNC ile çalışıyoruz, bugüne dek sorun yaşamadık, çok memnunuz. Onlar bize biz onlara güveniyoruz.